Wednesday, August 27, 2008

Dikili Sınırlara Hayır Kampı İçin Basın Açıklaması Yapıldı

Dikili No Border Camp 2008 için dün (26 Ağustos) Alsancak Kıbrıs Şehitlerinde bir basın açıklaması yapıldı.

Basın açıklamasına hem basının hem de yoldan geçenlerin ilgisi oldukça iyiydi. Yoldan geçenlerin ilgisini çeken herhalde kendilerini şeritlerle sınırlar arasına sokan eylemcilerin halleriydi.

Açıklama sırasında yanımızda 10 ayrı dilde "Sınırlara Hayır!" yazılı bir pankart, afişler, dövizlerimiz ve el ilanlarımız vardı. Açıklamanın ardından "Sınırlara Hayır! Herkes İçin Özgürlük" sloganı eşliğinde önümüzdeki sınırları parçalayarak dışarı çıktık.

Açıklama sırasında Rusya'dan ve Avusturya'dan gelen aktivist arkadaşlarımız da yanımızdaydı. Zaten tam da etkinliğin ruhuyla tüm hazırlıkları sınırları aşıp gelen bu aktivist arkadaşlarımızla yaptık. Kampın da bu dayanışma ruhuyla geçecek olması oldukça mutluluk verici.

Sunday, August 24, 2008

Sınırlara Hayır Kampı İçin İlk İzmir Tanıtımı

Dikili No Border Camp 2008 için ilk sokak tanıtımı 23 Ağustos Cumartesi günü İzmir Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde yapıldı. Tanıtımda Rusya'dan kampa yardımcı olarak gelen arkadaşlarımız da yanı başımızdaydı.
Tanıtımda el ilanları dağıtıldı ve sık sık "Sınırlara Hayır Lan", "Pasaport, vize, sınır! Hayır! Hepsine Hayır!", "Sınırlar Yalnızca Haritalarda!", "Sınırlara Hayır, Herkes İçin Özgürlük" sloganları atıldı.
Tanıtıma ilgi oldukça iyiydi ve kampta buluşmak üzere bitirdiğimiz sohbetler yaşadık.
Tanıtımlar önümüzdeki hafta boyunca devam edecek.

Monday, August 18, 2008






Dikili Kampı El İlanı ve Afişi
Dikili No Border Camp/Flyer and Poster

Tuesday, August 12, 2008

Dikili Kampı mail-list

Dikili No border Camp Mail-list;
dikili-no-border-camp@googlegroups.com

Saturday, August 9, 2008

Kampa Katılacaklar İçin Bilgi / Information for the Participants of the Camp


Dikili No-Border Kampı 2008

Yer:
Alder Tesisi
Dikili-İzmir
Türkiye


Tarih:
3-7 Eylül 2008

Kamp için bazı bilgiler;
* Kampın herhangi bir katılım şartı ya da ücreti yok.
* Kamp tamamen gönüllülerin katılımı üzerine kurulu.
* Katılımcıların yol ücretlerini kendilerinin karşılaması gerekiyor.
* Kendi çadırı ile gelenlerden ücret alınmayacak. Çadır kiralamak isteyenler için ücret kişi başına 3 YTL olacak. Bungalovlarda kalış ücreti ise 20 YTL olacak.
*Yemeğini kendisi getirenler için bir sınrlama yok. Ancak kamptaki restorantlarda da yemek bulunacak. Öğün başına 4-5 YTL için anlaştık.

Not: Kampta yer alacak diğer etkinlikler, atölyeler ve kampa ulaşım bilgileri hakkındaki gelişmeleri buradan takip edebilirisiniz.


No-Border Camp Dikili 2008

Location:
Alder Beach Cafe & Camping
Dikili-İzmir
Turkey

Date:
3rd - 7th September 2008

Some information about the camp;
  • There is no payment for participation,
  • The camp is based on the co-operation and collaboration of volunteers,
  • The participants need to pay their own travel charges
  • Encamping in your own tent is not charged. If you want to rent a tent there it will cost 3 YTL for each. And also there are bungalows for accomodation which are 20 YTL for each.
  • No limitations for bringing food. Nevertheless there is a restaurant in the camping where each meal is 4-5 YTL.
PS: You can follow the information about the activities and workshops that are going to take place in the camp or the information about the route to take, from this website.








Friday, August 8, 2008

SINIRLARDA SINIRSIZCA UYGULANAN İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE

KARŞI

YURTSUZ DÜNYALILARLA SINIRDA DAYANIŞMA KAMPI


2008 DİKİLİ İÇİN

No-Border Camp

3-7 Eylül 2008

EGE DENİZİ TURİZM CENNETİ Mİ?

SIĞINMACILAR İÇİN CAN PAZARI MI?


Dünyamızdaki siyasi, ekonomik, çevreyle ilgili gelişmeler nüfus hareketlerinin yatışmayacağının, tam tersine artarak devam edeceğinin güçlü işaretlerini taşımaktadır.

Kuzey-güney arasında derinleşen varsıllık uçurumu, ülke işgalleri ve iç savaşlar, farklı bölgelerde artmakta olan etnik ve siyasal çatışmalar, gelecekte daha kitlesel kaçışları ve arayışları da beraberinde getirerek, milyonlarca insanı doğdukları ülkeler dışında yaşamaya zorlamaktadır.

Bu durum dünyadaki bütün devletleri ya göç alan, ya göç veren ya da ikisini birden yaşayan ülkeler konumuna getirmektedir.

BUZ DAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ VE EGE DENİZİ’NDE DURUM

Avrupa Birliği sınırlarında meydana gelen olayları takip eden fortesseurope.blogsot.com sitesi, 1994 yılından bugüne (Ağustos 2008) Ege Denizi’nde 435 kişinin öldüğünü, 461 kişinin ise kaybolduğunu kaydetmiştir. Basına yansıyan bilgilere göre yalnızca 2007 yılında Ege Denizi’nde meydana gelen deniz kazalarında 96 kişi ölmüş, 116 kişi ise kaybolmuştur

Tanığı olmak zorunda kaldığımız bu dramatik insanlık durumu, yaşananların çok küçük bir bölümü ve buzdağının görünen yüzüdür.


Nihai hedefleri AB ülkeleri olan sığınmacılar, iki ana güzergâhı tercih etmektedirler; Türkiye-Yunanistan kara sınırı ve Ege Denizi.

İzmir ve sahil şeridi, Yunanistan’ın Ege Denizi’nde bulunan adalarına sadece birkaç deniz mili uzaklıktadır. Özellikle kış aylarında, Türkiye’den Yunanistan’a deniz yolu ile geçmeye çalışan sığınmacılar Kuşadası, Seferihisar, Çeşme, Karaburun, Dikili sahillerinden başlayan 1–2 saatlik mesafeleri kullanılmakta; sahil güvenlik ve emniyet tedbirlerinin gevşemek zorunda kaldığı kış aylarının çetin doğa koşullarında amaçlarına ulaşabilmek için bir fırsat üretmeye çalışmaktadırlar.

Çoğu bedensel cezalandırma, yaralanma, ölüme terk edilme, tutuklanma, insanlık dışı koşullarda mülteci kamplarında tutulma, ülkelerine iade edilme ve ölümle sonuçlanan bu umut yolculuklarının çok azı hedefine ulaşabilmektedir.


VİCDANLARIMIZI AŞINDIRAN TANIKLIKLAR

Avrupa sınırlarının hemen kıyısında, çatışma ve savaş nedeni ile kitlesel göç hareketlerinin oluştuğu ülkelerin komşusu ve sığınmacıların Avrupa’ya ulaşmak için en sık kullandıkları yol güzergâhının üzerinde bir ülkede yaşayan insanlar olarak, üzerinden mal, bilgi ve para geçerken, belirsizleşen iyiden iyiye görünmez olan sınırların, sıra bütün bu değerlerin üreticisi insana geldiğinde nasıl aşılmaz engellere dönüştüğüne şaşırarak,


sınırların, sınırsız insan hakları ihlallerinin gerekçeleri olarak sunulmasını sarsılarak,


turizm cenneti Ege’nin, hümanizm ve uygarlığın doğduğu bu coğrafyanın sığınmacı ölümleriyle nasıl kuzey-güney uçurumunun kara deliklerinden, kör dehlizlerinden biri haline getirildiğini içimiz ezilerek,


göç endüstrisinin, insan kaçakçılarının belirsizlik ve risklerle dolu yöntemleriyle, “Avrupa Kalesi”nin güvenlik tedbirleri ve mevzuat düzenlemeleriyle her gün biraz daha yükselen surlarını aşmaya çalışan sığınmacıların, bu sınırlara çarpıp cansız bedenler olarak Ege kıyılarına vurmasını

derin bir çaresizlik içinde, vicdanlarımızın aşındığının farkında olarak, belki de en kötüsü bütün bu olayların sessiz tanıkları olmaya zorlanarak izliyoruz.


Bizler

  • Umudun ve dayanışmanın en gerekli olduğu bir alanda, “göç, yerinden edilme, iltica ve sınır” sorunlarını birlikte düşünmek

  • Sınırlarda yoğun bir biçimde yaşanan insan hakları ihlallerini engellemenin yollarını aramak

  • Göç, göçmen ve sığınmacı sorunlarının “yüksek siyaset”in gündemine salt güvenlik gerekçesiyle değil, insan hakları, sürdürülebilir kalkınma, savaşların durdurulması, bölgesel entegrasyon, kalkınma desteği vb temalarıyla yer bulabilmesinin imkanlarını araştırmak

  • bir deneyim, bilgi ve iletişim ağı oluşturabilmek için


Dikili Belediyesi’nin ev sahipliğini yapacağı bir sınır kampı düzenliyor;

ülkemizde ilk kez deneyimlenecek bu etkinlik için yurtdışından ve yurt içinden duyarlı bütün bireyleri katılmaya çağırıyor;


çalışma ve sanat atölyeleri, panel-söyleşi ve diğer etkinlikler için önerilerinizi ve katkılarınızı bekliyoruz.



http://dikilinobordercamp.blogspot.com/